
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’de çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık'
AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'ye her katılan yeni üye için bir fidanı toprakla buluşturduklarını belirterek, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine Türkiye'nin çevre konusunda gel.
AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'ye her katılan yeni üye için bir fidanı toprakla buluşturduklarını belirterek, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine Türkiye'nin çevre konusunda geldiği noktayı anlatarak yanıt verdi. Bu sene içinde yapılan 1 milyon yeni üyeyi temsil eden 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı hedeflediklerini, fakat İzmir depremi nedeniyle bu programın merasim kısmını iptal ettiklerini belirten Erdoğan, “1 milyon fidanı toprakla buluşturma çalışması ise şuanda devam ediyor. İnyallah önümüzdeki yıllarda her 3 Kasım'da 1 milyon yeni üyeyi temsilen 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı sürdüreceğiz. AK Parti Türkiye'nin en fazla üyeye sahip siyasi partisidir. Diğer partilerin aza sayılarının tamamını toplayın 3 ile, 5 ile çarpın yine de AK Parti'ye yetişemiyor. Madem AK Parti'yi kuran da, yaşatan da millettir, öyleyse üye sayımızın da aralıksız artması gerekir. Bu hoşgörüyle 2020'ye girenken 2023 yılına dek her yıl 1 milyon yeni üye hedefi ile kolları sıvadık. AK Parti'nin 19 takvim tarihindeki en yüksek yeni aza kaydını yapmak suretiyle bu yıl ki 1 milyon yeni üye hedefimize şuan itibariyle ulaşıyoruz. Salgın şartlarının getirdiği zorluklara rağmen şuanda toplamda da 11 milyon 200 bin üye sayısını yakalamış bulunuyoruz. Üyelerimiz kollarını açarak el ele verseler Türkiye'nin bir ucundan diğerine insan zinciri ulaştırabiliriz” diye konuştu.
Teşkilatlara da bir uyarıda yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletle arasına duvar ören, kendini ulaşılamaz bir yere konumlandırmış, hele hele insanları alaycı bir AK Parti yöneticisi varsa, bulunduğu yerde hileli işgalci demektir. AK Parti'nin hiç bir il başkanı, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili, hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz” şeklinde konuştu.
19 yıl önce “bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek çıktıkları yolda bu noktaya geldiklerini belirten Erdoğan, “Aslında bugün de özünde 19 yıl önce söylediklerimizi tekrarlıyoruz, bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Milletimizin özlemlerinden ve taleplerinden doğan AK Parti'nin sadece millete yaslanan bir parti olduğunu söylüyoruz. AK Parti'nin mayasını milletin attığını, hamurunu milletin yoğurduğunu, kumaşını milletin dokuduğunu söylüyoruz. Sırtını insanlar dışında herhangi bir güce, beşeri planda söylüyorum, güce, odağa, yapıya dayayanlar siyaset sahnesinden yok olup gittiği halde AK Parti'nin 19 yıldır dimdik ayakta kalmasının sırrı budur. Nereden geldiğimizi, nerede durduğumuzu ve nereye gittiğimizi iyi bilmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
İnsan tarihine büyük yürüyüşlerin istikamet verdiğini belirterek tarihten örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih boyunca insanlığa yeni istikametler kazandıran milletimiz, AK Parti'yi kurarak 21. yüzyıldaki büyük hamlesini başlatmıştır. Bu hamleyi zaferle neticelendirmek hepimizin en öncelikle gelen görevidir. Her kim bu ulvi vazifenin hakkını vermezse insanlar ve tarih önünde vebal altına girer. Lüzum üye olarak bu kutlu yola giren herkes işte böyle bir sorumluluk üstlenmektedir. Sizlere ve 11 milyon 200 bin üyemizin adam başına güveniyorum” açıklamasında bulundu.
“Orman varlığımızı 1,9 milyon hektar artırarak 22,7 milyon hektara ulaştırdık”
AK Parti'nin yeni üyelerini toprağa dikilen fidanlarla karşılanmasının tesadüfen bir tercih olmadığını bildiren Erdoğan, “Bu ülkede yıllarca çevrecilik namına kalkınmamızı, yatırımlarımızı, büyümemizi engellemeye yönelik etkinlikler yürütüldü. Attığımız her adımda belirlenmiş kesimlerin koro halindeki itirazları ile karşılaştık. Öyle fazla projemize karşısında ulusal ve milletlerarası düzeyde kampanyalar yürütüldü. Bunların gerisine baktığımızda hiç birinin de fiilen çevre hassasiyeti ile ilgisinin olmadığını görüyoruz. Kampanyaları aracısız veya dolambaçlı olarak finanse eden yapıların derdinin çevre değil, Türkiye'nin gelişmesini, güçlenmesini engellemek olduğunu bildiğimiz için hiç birini umursamadık. Türkiye'de çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık” dedi.
AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye'de 4,7 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını, takvim fidan üretiminin 75 milyondan 350 milyona çıkartıldığını gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülke genelinde yürüttüğümüz ağaçlandırma faaliyetleri sonunda orman varlığımızı 1,9 milyon hektar artırarak 22,7 milyon hektara ulaştırdık. Orman yangınları ile mücadelede dünyanın en başarılı ülkelerinden biri durumundayız. Gördüğünüz gibi teröristler abes durmuyor. Baktılar ancak, insanları öldürmekle başarılı olamıyorlar, bu kere gürültüsüz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar. Bir insan gibi ağaçlar da bizim için bir canlıdır. Ecdadımız Fatih, ‘ormanlarımdan bir ağaç kesenin boynun vururum' derken bu işe verdiği tartma sebebiyledir. Bu teröristler benzini dökerek, Hatay'ın değişik ilçelerinde ormanlarımızı yaktılar. Buralarda ciddi mücadeleler yapıldı ve devam ediyor. Erozyon ile mücadelede çalışmalarımız tamamen daha önce yılda 500 milyon tonu bulan kaybolan toprak miktarımızı 154 milyon tona değin düşürdük. Korunan alanların sayısını 175'den 610'a çıkartarak, takvim ziyaretçi sayısının 5,5 milyondan 52 milyona ulaşmasını sağladık. Tarihimizde önemli yeri olan Sakarya, Sarıkamış, Allahuekber dağları gibi yerlerin korunmasına özel önem verdik. Ulusal parkların sayısını 13 ek ile 45'e, tabiat parklarının sayısını 233 ek ile 249'a, daha önce olmayan büyük kasaba ormanlarının sayısını 136'ya, bal ormanlarının sayısını 558'e yükselttik. Insanlar bahçeleri ile şehirlerimizde yeni yaşam alanları oluşturuyoruz. Türkiye'nin 11 ilinde 81 milyon metrekare halk bahçesi yapma sözü verdik. Bugüne değin 77 ilimizde 50 milyon metrekareyi bulan 270 adet ahali bahçesinin yapımına başladık. Bunların 35 tanesini milletimizin hizmetine sunduk” diye konuştu.
“Hakiki çevrecilik işte budur Bay Kemal, bunları da öğren”
“Çiftçilerimize 2020'nin 11 ayında 17,1 milyar liralık tarımsal yardım verdik” açıklamasında bulunan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine de cevap verdi. Erdoğan, “Diyor ya esas muhalefetin başındaki zat, ‘çiftçilerimiz aç susuz.' Defaatle bunları söylememize rağmen kulağı var düşmüyor, gözü var görmüyor, televizyonlarda aralıksız anlatıyoruz, anlamıyorlar. Anlayışlı Olmak ta her yiğidin karı değil. Tarım ürünleri ihracatımızın 18 milyar doları bulması bu alanda ülkemizin geldiği yeri gösteriyor. Bazıları ya yiyecek sektörünün nasıl işlediğini bilmediği ya da sinsilik arkasından koştuğu için Türkiye'nin buğday, mısır gibi ürünleri ithal ettiğini söyleyerek kafaları bulandırmaya çalışıyor. Bizim buğday üretimimiz kendi tüketimimizin üzerindedir. Buna karşın niye ithalat yapılıyor? Çünkü biz buğdaydan un üretiyor, makarna üretiyor, o kadar çok gıda madde üretiyor ve bunları da dışında ihraç ediyoruz. İhraca karşın bir ithaldir. Bunu da ülkemizde dağlamak suretiyle yapıyoruz. Anlamaz bu işlerden, yalnızca bol bol kötüleme atsın. Öteki alanlarda da aynısını yapıyoruz. Bazı ürünlerde spekülatörlerin stok yaparak fiyatları yükselttiğini gördüğümüzde ithalat yolunu açıyoruz. Üreticiyi de tüketiciyi de mağdur eden bu tür stokçuluk faaliyetlerine muhakkak göz yumamayız. Salgın döneminde bütün ülkeler gıda ürünlerinde sağduyulu bir gümrük politikası izlerken Türkiye'nin başkaca kalması beklenemez. Bazıları Türkiye'nin tohumda dışa bağımlı olduğunu öne sürüyor. Bizim yalnızca geçen yılki tohum ihracatımız 155 milyon doları buluyor. Sor be, görevlendir adamlarından birilerini, gelsinler sorsunlar. Fakat dert başka. Aziz milletime sesleniyorum, geçen yılki sertifikalı tohum üretimimizde 1 milyon 134 bin ton ile bizden önceki döneme kadar 8 kat artmıştır. Soy tohumu projemizde ülkemiz gen kaynaklarını yaratıcı bitki çeşitlerini koruma altına alıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde tarım ve orman alanında ülkemizin imal ve ticaret kapasitesini katbekat artırdık. Evsel atıkların geri kazanımı konusunda yaptığımız incelemeler sonucunda yüzde 35'lik bir seviyeye ulaştık. Bu alanda 100 bin kişiye istihdam sağlayacak ve yılda 20 milyar lira idareli gelir oluşturacak bir geri dönüşüm sistemi kurmayı hedefliyoruz. Şuanda ahenkli depolama hizmeti bahşedilen nüfus oranımız yüzde 87'ye çıkmış durumdadır. Geri mutasyon tesisleri konusunda henüz yüzde 13 seviyesinde olmamıza rağmen yıllık 35 milyar lirayı bulan bir hesaplı hacim oluştu. İnşallah bu oranı adım adım artıracağız. Sıfır atık projemiz yaygınlaştıkça bilhassa plastik kirliliğinin azaldığını görüyoruz. Atık su arıtması için de çok büyük yatırımlar yaptık. Biz geldiğimizde sadece 145 atık su arıtma tesisi olan Türkiye, bugün bin 148 temizleme tesisi ile belediye nüfusunun yüzde 87,4'üne hizmet veren bir altyapıya sahiptir. Arkadaşlar, bunlar her günkü işler yok. Bütün bunlar çevreci anlayışın nereye geldiğini gösteren adımlar. Daha da ileriye gideceğiz. İstiyoruz fakat denizlerimiz, ırmaklarımız, derelerimiz yapılan kolektör yatırımları ile atık su arıtma tesisleri ile pırıl pırıl olsun. Mavi bayraklı plajlarımızın sayısını 127'den 486'ya çıkarttık. Yerli ve yenilenebilir enerji alanında da çok büyük uzaklık kat ettik. Türkiye geçtiğimiz sene kullandığı elektriğin yüzde 62'sini yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmiştir. Hidroelektrikte Avrupa'da ikinci ve dünyada dokuzunca, rüzgarda Avrupa'da yedinci ve dünyada 12. Sıradayız. Biz iktidara geldiğimizde böyle bir şart var mıydı? İnşallah amacımız yenilenebilir enerjinin her alanında dünyada birincil sıralara yerleşmektir. Hakiki çevrecilik işte budur Bay Kemal, bunları da öğren. Yıllardan Beri bizi çevrecilik üzerinden eleştirenlerin hiçbirinden bu hakikatleri duyamazsınız, okuyamazsınız. Bunlar her şey gibi çevreyi de kendi kısır ideolojik hesaplarının bir arabulucu olarak kullanırlar. Biz bu dünyanın Rabbimizin emaneti olduğu inancı ile çevreyi korumak için her türlü gayreti göstermeyi sürdüreceğiz. Yeni üyelerimiz adına diktiğimiz fidanlar bu bakımdan fazla fakat fazla anlamlıdır. AK Parti büyüdükçe Türkiye de daha yeşil, daha pak bir çevreye kavuşacaktır” dedi.
“Hesabi yok hasbi olarak seçecek ve il teşkilatlarımızı böyle oluşturacağız”
Konuşmasının sonunda teşkilatlara seslenen ve kongrelerin sürdüğünü belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Teşkilatlarımızda ‘sen ben' olayını bir kenara koyalım. Kanaat önderi olan arkadaşlarımızı bilhassa tercih ederek il teşkilatlarımızı oluşturalım. Bunu özellikle de ‘nefsi nefsi' diye bağırarak yapmayalım. Burada bir davanın erleriysek, davanın erleri olarak olaya yaklaşalım. Bakışımız da böyle olsun. Gönül sofrasını böyle kuralım. İnanıyorum fakat, siz değerli kardeşlerim bu hassasiyet içindesiniz. Gerek başkan arkadaşlarımızı, lüzum il yönetiminde ödev alacak arkadaşlarımızı bu hassasiyet içinde, hesabi yok hasbi olarak seçecek ve il teşkilatlarımızı böyle oluşturacağız. Yüzde 30 bayan kardeşlerimizden yönetimlere almanız, yüzde 30 genç kardeşlerimizden yönetimlere almanız, bunun dışında da asıl kademeden seçmeniz isabetli olacaktır. Enerjik, sevilen, sanılan, vaktini bu işe ayıracak kadroları oluşturarak yolumuza devam edelim.”
Derya Yetim - İlker Turak
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.