
Gönüllerde taht kuran işletme sahibi ve çalışanları o apartmandan 'hayatlar' kurtarmış
Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 114 kişi hayatını kaybederken, depremde ilgi çekici altında kalan ve kurtarılan yaralıların tedavisi devam ediyor. Depremin vurduğu Bayraklı ilçesinde bulunan ve çöken Rıza Bey Apartmanı'ndan ise 34 ki?.
Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 114 kişi hayatını kaybederken, depremde ilgi çekici altında kalan ve kurtarılan yaralıların tedavisi devam ediyor.
Depremin vurduğu Bayraklı ilçesinde bulunan ve çöken Rıza Bey Apartmanı'ndan ise 34 kişinin cansız bedeni çıkarıldı. Çöken apartmanın hemen yanına yer alan kafenin sahibi Himmet Doğan ise depremden sonra enkazda kalan kişilerin yakınlarına meslek yerini açarak hiç kimseden para istek etmedi. Doğan, 5 gün boyunca keza arama kurtarma ekiplerini ayrıca de depremzedeleri ağırladı. İş yeri sahibi Himmet Doğan, herkesin gıda ve içecek ihtiyaçlarını da karşılarken, esnafın bu davranışı yardımlaşmada örnek gösterildi.
Çöken binadan "hayatlar" kurtarmışlar
öte yandan, yer sarsıntısı esnasında iş uygun olan Doğan, çöken Rıza Bey Apartmanı'nda enkazda kalan şahısların yardımına da koştu. Depremin birincil dakikalarında Doğan ve meslek yeri çalışanları, elleriyle kazdığı enkazdan bazı kişileri çıkararak ‘hayatlar' kurtardı.
O anları anlatan Himmet Doğan, “Normalde dükkandaydık ve zelzele oldu. Biz bütün müşterilerimizi dıştan çıkardık. 10-15 saniye sonradan Rıza Bey Apartmanı'nın yıkıldığını fark ettik. O anda tozlar çıktı komple. 10 dakika baştan başa toz içerisinde kaldı her yer. O anda fark ettik Rıza Bey Apartmanı komple yıkıldı. Halk Müziği, buradaki millet komple enkazın üstüne çıktı ve enkazdaki insanları kurtarmaya çalıştı. O anda aileler gelmeye başladı ve biz komple dükkanımızın içerisine boşaltıp enkazın aşağı kalan vatandaşlarımızın ailelerine kafemizi açtık. 5 gün boyunca onlarla birlikte kaldık. 6-7 kişiyi kurtardık. Biz ortalama 90-100 kişi arasında insanları burada yatırdık. Hepsini birebir tanıyoruz zaten. Biz elimizden gelene dek desteği yaptık, onlara moral vermeye çalıştık; ama çok acı. Elimizden başka bir şey gelmiyordu. Çoğunu tanıyordum, hepsi benim müşterimdi. Bir Takım vatandaşlarımızdan maddi destekler geldi, biz hiçbirini kabul etmedik. Allah rızası için yaptık, kimseden de bir beklentimiz yok. Biz bir İzmirliyiz ve bizim yaptığımızı herkes yapardı” dedi.
“bir defa daha İzmir'e aşık oldum”
Doğan, depremin ilk saniyelerinde İzmirlilerin enkaza koşarak arama kurtarma çalışmalarına katıldığını açıklama ederek, “bir defa daha İzmir'e aşık oldum. Neden derseniz 15 saniye içerisinde bütün halkımız komple enkazın üzerindeydi” diye konuştu.
“Bina kese kağıdı gibi yerle bir oldu”
Kafe çalışanı Erol Özger de, enkazdaki kişilerin ilk yardımına koşanlardan birisi oldu. Özger, “Zelzele hemencecik servis esnasındaydık. Ön cephemiz Rıza Bey Apartmanı'na bakar. Biz servis alanındaydık. Zelzele durur durmaz 2-3 saniye içerisinde bina bir kese kağıdı gibi yerle bir oldu. İnsanların bağırışı, çığlıkları ve o meydana çıkan toz bulutu çok kötüydü. O anda zaten birincil aklıma enkazın başında, enkazda kimlere ulaşabileceğimiz geldi. Enkazın başına koştuk. 8. kat önümüzde üçüncü kat gibi olmuştu yerle bir. En tepeye çıktığımızda bağırdık, ‘Sesimizi duyan var mı' diye şayet de hiç anlatmak istemediğim bir söz” biçiminde konuştu.
"Yaşam kurtarmanın ne olduğunu ben burada öğrendim"
Erol Özger, “Hayat kurtarmanın ne olduğunu ben burada öğrendim” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Enkaz başında en tepede iki kişinin olduğunu öğrendik Sema Abla ve kızı vardı. Aşağı Yukarı 14 yaşında kızı. Birbirine sarılı vaziyette, belinden yukarısı enkaz altındaydı. Hiçbir araç gereç olmadan onları ellerimizle kurtarmaya çalıştık. Bir yanlamasına da benzer şekilde zamanla yarıştığımız için ne kadar çok kurtarırsak böylece iyi olduğunu düşündük. O anki annenin biçare bakışı, ‘Beni değil kızımı kurtarın' demesi; ama biz yeniden ikisini de kurtarmamız için önce annesini kurtarmamız lazımdı; çünkü kızı onun üzerindeydi. Yaklaşık 1 saat falan sürdü bu. O anda insanların feryatlarından, figanlarından fazla etkilendim. Diz üstüne çökmüş insanları gördüm, ‘benim babam içeride Allah rızası için kurtarın' diyen ahali vardı. Keza Sema Ablayı ve ayrıca kızını çıkardık. Hakiki umutsuzluk oydu bence. Yaşam kurtarmanın ne olduğunu ben burada öğrendim. Daha önce televizyonda görmüştüm; fakat insan sadece gördüğü ile kalıyordu. Binanın yıkılışı ve çaresizce bakışlar benim aklımdan gitmiyor.”
Hakan Gözalan - Halil Karahan
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.